28 Temmuz günü, her yıl tüm dünyada Doğa Koruma Günü olarak kutlanıyor. Böylece dünyamızın güzelliğinin, çevremizin ve doğal kaynaklarımızın korunması konusunda farkındalık yaratılması hedefleniyor.

Dünya, üzerinde yaşayan canlıların yaşamsal faaliyetlerine devam etmelerini sağlayan belirli miktarda kaynak üretir. İçtiğimiz su, tükettiğimiz besinler, soluduğumuz oksijen ve enerji kaynakları bunların başlıcalarıdır. Dünyanın ürettiği kaynaklardan fazlasını tüketmeye başladığımızda, hem diğer canlıların yaşamını hem de insanlığın geleceğini tehlikeye atmış oluruz.

Bu yıl özelinde, Dünya Doğa Koruma Günü ile Dünya Limit Aşım Günü, aynı güne, 28 Temmuz’a denk geliyor. Her yıl insanlığın doğal kaynaklara ve hizmetlere olan talebinin, gezegenin o yıl yeniden üretebileceği kaynakları aştığı güne Dünya Limit Aşımı Günü deniyor. Küresel olarak bu günden itibaren gezegenimizin 2022 yılı için üretebileceği kaynakları tüketmiş ve önümüzdeki seneden borç almaya başlamış oluyoruz. Bu da gündelik hayatımızda 1,75 dünya varmış gibi yaşadığımız anlamına geliyor.

Peki doğal kaynaklarımızı ve gezegenin refahını korumak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için neler yapabilirsiniz?

1. Yeşil alanları koruyun, çoğalmasına katkıda bulunun

Dünyamızın akciğerleri olarak bilinen ormanlar, iklim krizi ile mücadeleye en büyük katkıyı sunan dev karbon tutuculardır. Ormanlar yıllık olarak 2,1 milyar ton karbondioksidi absorbe ederler. Ülkemizdeki ormanlar Ormanlar, aynı zamanda dünyanın biyolojik çeşitliliğinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapmaktadır.her yıl 42 milyon tondan fazla oksijen üretmektedir. 100 yaşındaki bir kayın ağacı, saatte 40 kişinin çıkardığı 2,35 kilogram karbondioksidi absorbe eder.

​​Ormansızlaşmanın en büyük itici güçleri; tarım ve hayvancılık, ağaç kesimi ve orman yangınlarıdır. İnsan kaynaklı doğaya verilen zarar, ormanların tahrip edilmesi, kasıtlı yangınlar  gibi nedenler; Amazon gibi orman yangınlarının normalde görülmediği yerlerde dev yangınların oluşmasına ve yeşil alanların azalmasına neden olurlar. Yeni yeşil alanlar yaratmanın yanında, olgun ve yaşlı ormanların korunmasını da sağlayarak, büyük miktarda depolanmış karbonun atmosfere salınmasını önleyebiliriz.

2. Geri dönüşümü hayatınızın parçası hâline getirin

Doğada her şey bir döngü içerisinde gerçekleşir. Tomurcuklanan bir bitki büyür, çoğalır ve kuruduğunda toprağa düşerek başka canlılara besin olur. Biz de bu döngüselliği bireysel yaşamlarımıza yansıtmalıyız. Satın aldığımız ürünleri kullandıktan sonra ortaya çıkan atıkları geri dönüştürmeliyiz. Dünyada üretilen tüm plastiğin yaklaşık yüzde 36’sı ambalaj üretmek için kullanılır ancak bu ambalajların yüzde 85’i geri dönüştürülmeden çöplüklere yollanır. Bu nedenle mümkün olduğunda yeniden doldurulabilir ya da ambalajsız ürünler satın almak ve satın aldığımız ambalajlı ürünlerin atıklarını geri dönüşüm kutularına atmak çok önemlidir.

Bunun yanında plastik poşet kullanımına son verip kumaş torba kullanmak da atık miktarımızı önemli ölçüde azaltmamıza yardımcı olur. Dünyada her saniye 160 bin plastik poşet kullanılmaktadır. Her yıl üretilen beş trilyon plastik poşeti yan yana koyduğumuzda oluşan şerit, dünyanın etrafını 7 kez dönebilir. Alışverişlerinizde kumaş torbanızı her zaman yanınızda taşıyarak plastik poşet tüketiminize zahmetsizce son verebilirsiniz.

Ambalaj atıklarının yanı sıra tekstil, gıda ve elektronik atıklarınızı da planlı alışveriş, kompostlaştırma ve geri dönüşüme kazandırma ile önemli miktarda azaltabilirsiniz.

3. Elinizdekinin değerini bilin

İhtiyacınız olan ve uzun süre kullanabileceğiniz ürünler satın alın. Yalnızca birkaç kez kullanacağınız ürünleri kiralama ya da ödünç alma opsiyonlarını değerlendirin. Bir ürünü satın almadan önce gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını sorgulayın. Aynı şekilde evinizdeki ürünler yıprandığında ya da bozulduğunda tamir ettirmeyi ya da farklı bir şekilde değerlendirmeyi deneyin. Yumurta kutularında tohum çimlendirebilir, yıpranan kıyafetlerinize yaratıcı tasarımlar yaparak yeni bir hayat kazandırabilirsiniz. Her şey sizin yaratıcılığınıza kalmış!

4. Suyu dikkatli kullanın
   İklim krizinin en büyük nedenlerinden bir başkası da, her yıl giderek azalan içme suyu kaynaklarıdır. Dünya yüzeyinin yüzde 70’i sularla kaplıyken, yeryüzündeki tatlı su toplam suyun sadece yüzde 2,5’i kadardır ve her yıl beş yaşın altındaki 15 milyon çocuk kirli su içmenin neden olduğu hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Ev ve ofislerde muslukların boşa akmasını engellemek ve su israfını kontrol etmek gibi basit adımlar atmak yılda binlerce litre su tasarrufu sağlayabilir.
5. Haberdar olun, gönüllü olun

Türkiye’den ve dünyadan çevre haberlerini güvenilir kaynakları kullanarak takip edin. Ekoloji ile ilgili kitaplar okuyun, belgeseller izleyin. Parçası olabileceğiniz, katkı sağlayabileceğiniz projelerden haberdar olun. Dünyamızı korumak için çaba sarf eden kurum ve kuruluşlarda gönüllü olarak çalışın.  Ailenizi, arkadaşlarınızı, sevdiklerinizi takipçisi olduğunuz konularda bilgilendirin ve onların da değişimin bir parçası olmalarını sağlayın. Dünyamızın güzelliğini korumak ve devamlılığını sağlamak bizlerin elinde!