8 Mart Dünya Kadınlar Günü hepimizin bildiği ve her yıl heyecanla kutladığımız en özel günlerimizden birisi. Hadi gelin hep birlikte bu özel ve anlamlı günün ortaya çıkış hikayesine birlikte göz atalım!
Bu özel günün hikayesi, 8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York şehrinde tekstil sektöründe çalışan kadınların çalışma koşulları ve ücret politikasına karşı başlattığı greve dayanıyor. 1977 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan ediliyor. Yani aslında her 8 Mart’ta çalışan kadınların gününü kutluyor ve onlar sayesinde kadınların sesini daha gür duyuyoruz!
Peki sizce o günden bugüne kadınların çalışma şartları ve işgücüne katılımlarında neler değişti?
Gelin hep birlikte kadınların çalışma hayatında ne kadar yer aldığına bakalım. TÜİK İstatistiklerle Kadın 2022 araştırması verilerine göre Türkiye’de kadınların istihdam oranı %28 iken erkeklerde bu oran %62. Aradaki fark oldukça fazla. Kadınların eğitim durumu yükseldikçe çalışma oranı de güçleniyor. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %12 iken; yükseköğretim mezunu kadınlarda bu oran %67’ye kadar yükseliyor.
Bu veriler bize gösteriyor ki; bir kadının çalışma hayatına katılıp katılmayacağını belirleyen en büyük faktörlerden biri eğitim. Bu da bize eğitimin gücünü bir kez daha gösteriyor.
Kadınların ekonomiye katılımlarının artması ve kız çocuklarının eğitimlerine devam etmeleri için tüm hayatlarını ortaya koyan öncü kadınları anmadan geçemeyiz. Gelin, kadınları güçlendiren ve onlara örnek olan tarihe adını yazdırmış 5 kadını hep birlikte hatırlayalım:
Türkan Saylan (1935-2009): Tıp doktoru, eğitimci, aktivist, yazar ve akademisyen Prof. Dr. Türkan Saylan, kurucusu olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile “Haydi Kızlar Okula” ve “Kardelenler” gibi projeleriyle, kız çocuklarına burslar vererek eğitime devam etmelerini ve yüksek öğrenim görmelerini sağlayan pek çok başarılı çalışmayı hayata geçirdi. 1976 yılında deri ve sinirleri tutan bir enfeksiyon hastalığı olan lepra (cüzzam) çalışmaları kapsamında Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kuran Türkan Saylan, 1986 yılında Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü”ne layık görüldü. Başlattığı kampanyalarla oluşturduğu farkındalığın yanı sıra sunduğu bağışlarla da kız çocuklarının eğitim hayatlarına devam etmelerinde büyük gelişme kaydedilmesini sağladı.
Türkan Sedefoğlu (1929-1991): Türkiye’deki radyo reklamcılığının en büyük önderlerinden biri olan Türkan Sedefoğlu, sağlık sorunları nedeniyle zorunlu olarak öğrenimine ara verdi. Ancak, kız çocuklarının içindeki okuma hevesi kırılmasın diye tüm mal varlığını eğitime adadı. 1987 yılında mal varlığını Türk Eğitim Vakfı’na bağışlayan Türkan Sedefoğlu bugüne kadar on binlerce üniversite öğrencisine burs desteği sağlayarak eğitimin en önemli destekçilerinden biri oldu.
Afife Jale (1902-1941): 1920 yılında sahne aldığı oyun ile bir ilki gerçekleştiren Afife Jale, Türkiye’de kadınların sanat ve sahne hayatında yer alabilmelerinin öncüsü olarak anılıyor. Tiyatro ve kadın deyince ilk akla gelen isim olan Afife Jale, yaşadığı dönemde baskılara rağmen tiyatro sahnesine çıktı ve oyunlar sergileyerek büyük bir cesaret örneği gösterdi. Bugün sanatla uğraşmak ve sahnede olmak isteyen tüm kadınlar onun ilham veren yolundan gidiyor.
Florence Nightingale (1820-1910): Florence Nightingale, günümüzde bilinen haliyle modern hemşireliğin kurucusu. Ondan önce de hemşireler vardı ancak tedavi aşamasında yetkin değillerdi. Florence Nightingale 1853-1856 yılları arasında Kırım Savaşı’nda İstanbul Selimiye Kışlası’nda yaptığı çalışmalarla yaralı askerlerin ölüm oranını önemli ölçüde düşürerek hemşirelik mesleğinin önemini ortaya koymuş oldu. 1860 yılında ise “Nightingale Fonu”nu kullanarak ilk Nightingale Hemşirelik Okulu’nu kurdu ve hemşirelik mesleğini bugünkü konumuna gelmesini sağladı.
Marie Curie (1867-1934): Fizik alanında Nobel Ödülü kazanan ilk kadın olan Marie Curie, daha sonra aldığı Nobel Kimya Ödülü ile tarihte bu ödüle iki kez layık görülen ilk bilim insanı oldu. Henüz kadınların bilim dünyasında kabul görmediği, eğitimde geri kaldığı yıllarda Marie Curie cam tavanları kırıp geçmiş güçlü bir kadın. Bilim dünyasında çığır açan buluşlarıyla, kendisinden sonra gelen ve bilime yönelmek isteyen tüm kadınlar için önemli bir ilham kaynağı.
#WatsonsİyilikHareketi Kadın Emeğini Desteklemeye Çağırıyor
Watsons Türkiye, bir kadın şirketi olarak kadın emeğini destekleyen projeleri önemsiyor ve önceliklendiriyor. 2020 yılında, kadınların ekonomik olarak güçlenmesi hedefiyle hayata geçirdiği “#WatsonsİyilikHareketi Kadın Emeğini Desteklemeye Çağırıyor” projesiyle kadınların ekonomiye katılımını artırmak ve emeklerini desteklemek için çalışıyor.
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın (KEDV) iş birliğiyle desteklediği kadın kooperatiflerinde üretilen 10 binden fazla ürünü mağazaları, watsons.com.tr ve Watsons mobil uygulamasında müşterileriyle buluşturan Watsons Türkiye, bugüne kadar 200’den fazla kadının hayatına dokundu. Kadınların iş hayatında var olmaları, yaratıcı fikirleriyle bambaşka bakış açıları kazandırarak topluma değer katmaları ve sahip oldukları gücün farkında olmaları toplumsal sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için en önemli noktalar. Yani aslında kadın güçlü ise toplum da güçlüdür anlayışından hareketle yapılıyor tüm bu çalışmalar…
Kadınları her alanda desteklemeye devam ederken yolumuzu aydınlatan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!