Cemre Sıla Atılgan Anlatıyor: Sürdürülebilirlik Neden Hepimizin Meselesi?

sempeak  3 Aralık 2024

Sürdürülebilirlik sizin için ne ifade ediyor ve bu alana yönelmenizde hangi önemli dönüm noktaları etkili oldu?

Sürdürülebilirlik, toplum olarak giderek daha fazla önem vermeye başladığımız bir konu, ancak hala kat etmemiz gereken çok yol var. Bence sürdürülebilirlik sıklıkla yanlış anlaşılıyor. “Sürdürülebilirlik nedir?” sorusundan çok, “Sürdürülebilirlik ne değildir?” sorusunu sormamız gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirlik, bir popüler kültür akımı ya da geçici bir heves değildir. Kalıcı ve derin bir anlayışı gerektirir.

Bu alana yönelmemde aile yaşamımda edindiğim deneyimler, makine ve çevre mühendisliği eğitimim, öğrencilik dönemimdeki stajlar ve bireysel okumalarım büyük rol oynadı. Mesleki kariyerimde ve sosyal medya platformumda sürdürülebilirlik odaklı içerikler üretmemi sağlayan en büyük dönüm noktası, Almanya’daki staj sürecimdi. Bu deneyim, bireyin sürdürülebilir dönüşümde ne kadar etkili olabileceğini anlamamı sağladı ve beni bu alanda aktif adımlar atmaya teşvik etti.

Bireyler, günlük yaşamlarında sürdürülebilirliği desteklemek için ne gibi basit ama etkili adımlar atabilir? Sizce, gelecekte bireylerin bu konuda daha fazla katkı sağlayabilmesi için hangi gelişmelere ihtiyaç var?

Sürdürülebilirlik, çoğu zaman siyah-beyaz bir yaklaşım gibi düşünülür, ancak aslında gri bir noktada yer alır. Yani herkesin elinden gelenin en iyisini yapması ve birbirlerinin eksiklerini tamamlamasıdır. İlk adım, sürdürülebilir bir yaşamın gerçekte ne anlama geldiğini anlamaktır. Günümüzde sürdürülebilirlik deyince akla hemen tüm ‘yeşil’ ve ‘bambu’ ürünleri almak gibi bir eğilim geliyor ve bu da yeşil tüketimi artırıyor. Bunun önüne geçmek için öncelikle ihtiyacımız olmayan şeyleri almamayı öğrenmeli ve bilinçli bir tüketici olmalıyız.

Hemen Okuyun  Yeni Yıla Sürdürülebilir Tercihlerle Anlamlı Bir Adım Atın!

Örneğin, bir birey matara satın alıyorsa, bunu sadece almak için değil, gerçekten kullanmak için almalı. Bir davranış değişikliği olmadan yapılan bu tür alımlar anlamını yitirir. Kilit nokta, mevcut alışkanlıklardan vazgeçmeden, bu alışkanlıkları sürdürülebilir hale getiren davranış değişiklikleri yapabilmektir.

Gelecekte bireylerin sürdürülebilirliğe daha fazla katkı sağlayabilmesi için toplumlar arası dayanışma ve eğitim büyük bir öneme sahip. Sürdürülebilir yaşamı bir refleks haline getirmek, toplumsal düzeyde çalışmalar ve iş birliği gerektirir. Bireysel çabalar önemli olsa da, sürdürülebilirlik bilincinin ve uygulamalarının toplumun geneline yayılabilmesi için daha fazla adım atılmalıdır.

Kendi hayatınızda sürdürülebilirlik adına geliştirdiğiniz en etkili alışkanlıklar neler? Bunlar üzerinde ne kadar süre çalıştınız?

Bence sürdürülebilirlik adına attığım en etkili adım, bilinçli bir tüketici olma yolculuğum oldu. Yolculuk diyorum, çünkü bu tek seferlik bir başarı değil, bir süreç. İhtiyaç ve istek arasındaki ayrımı yapmak, günümüzün hızla değişen tüketim ekosisteminde her geçen gün daha da zorlaşıyor. Örneğin, moda benim çocukluğumdan beri en sevdiğim alanlardan biri. Ancak bugün, satın alma davranışlarımı her ürünün arkasındaki etkiyi değerlendirerek belirliyorum.

Bu yolculuğun kesin bir bitiş noktası yok; sürdürülebilir bir yaşam gelişen bir süreç. Ancak kendi adıma, araştırma yaparak, okuyarak ve öğrenerek bireysel filtrelerimi oluşturmam yaklaşık 3 yıl sürdü. Bu süre boyunca, alışkanlıklarımı ve tüketim şeklimi yeniden oluşturdum.

Sosyal medya üzerinden sürdürülebilirlik bilincini artırmak için neler yapıyorsunuz?

İzleyicilerinizle bu konuda nasıl etkileşim kuruyorsunuz?

 

Sosyal medyada sürdürülebilirlik bilincini artırmak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Çünkü dikkat süresi giderek azalıyor ve insanlar platformları çoğunlukla kafa dağıtmak için kullanıyor. Bu yüzden bilgi içerikli paylaşımlar genellikle daha az ilgi görüyor. Ancak ben öğrendiklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan yılmıyorum. Yaklaşık 4 yıldır bu alanda içerik üretiyorum ve zaman zaman şöyle bir zorlukla karşılaşıyorum: Her yeni takipçi aslında yeniden içerikleri aktarmamı gerektiriyor, çünkü ilk paylaşımlarım, uzun süredir birlikte olduğumuz takipçiler için daha önce deneyimlenmiş bir konu oluyor.

Hemen Okuyun  1 Kasım Dünya Vegan Günü

Ben bu yolculuğa başladığımda, amacım tek bir kişiye daha ulaşabilmekti. Çünkü bir kişiye ulaşırsam, o kişi de çevresindekilere ulaşabilir ve öğrendiklerini onlarla paylaşabilir diye düşündüm. Şu an sosyal medya platformumda 180 bin kişiyi geçtiğimizi görmek gerçekten büyük bir motivasyon kaynağı. Aldığım her mesaj, özellikle “Sıla, senin sayende şunu öğrendim, şu adımı attım, bak mataram yanımda!” gibi geri dönüşler, bana her gün “İyi ki bunu yapıyorum!” dedirtiyor.

Sizce, sürdürülebilirlik alanında toplumda kalıcı bir değişim yaratabilmek için bireylerin mi, yoksa kurumsal aktörlerin mi daha fazla sorumluluk alması gerekiyor? Gelecekte bu denge nasıl değişebilir?

Kalıcı bir değişim yaratabilmek için hem bireylerin hem yasa yapıcı kurumların hem de kurumsal aktörlerin sorumluluk alması gerekiyor. Bu, hiçbir zaman tek taraflı bir sorumluluk olmayacak.

Bireyler küçük adımlar atarken, büyük etkiyi yaratacak olan kurumsal aktörlerin ve yasa yapıcıların sürdürülebilir uygulamaları benimsemesi ve teşvik etmesi oldukça önemli. Burada kritik olan nokta, değişim bir kişinin benimsemesiyle başlar. Çünkü sürdürülebilirliği anlayan bir birey, aynı zamanda kurumsal aktörlerin ve yasa yapıcıların etki alanlarında kararlar alabilir ve bu süreçleri şekillendirebilir. Böylece, etki özelden genele doğru yayılır.

(Visited 12 times, 4 visits today)